19 Nisan 2016 Salı

Keyif yapma yeri Bozcaada..


Bozcaada, Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale iline bağlı küçük bir ada. Türkiye’nin üçüncü büyük adası olarak Çanakkale Boğazı’nın hemen girişinde yer alıyor. Yerleşim, adanın kuzeydoğusunda yer alan ilçe merkezinde toplanmış. Bunun dışında herhangi bir köyü bulunmuyor.12 koy  ve 12 buruna sahip. Adanın etrafında 17 küçük adacık yer alıyor.
Adanın tarihine Çanakkale Boğazı'nın girişindeki önemli stratejik konumu damgasını vurdu. Yunanlar Troya Savaşı sırasında o zamanki Bozcaada'daki bir liman olan Aulis'i üs olarak kullanmışlardır. Tenedos adı Herodot'un yazılarında sık sık geçmektedir. Çağ’da Midilli adasında oturan Aiolya halkının bir kısmının buraya yerleştiği tahmin edilmektedir.,
Ada, iyonya ayaklanmasından sonra,önce Perslerin sonra Romalıların egemenliğine girdi.Roma İmparatorluğu'nun parçalanmasından sonra Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kaldı.
Türklerin adayla ilk bağlantısı,Aydınoğlu Umur Bey'in İzmir'i fethettikten sonra 1328'de 8 gemilik bir filosuyla Bizans yönetimindeki Bozcaada'ya gelerek yağmalaması olmuştur.


Ada'da mutlaka görmeniz gereken yerler:Bozcaada Kalesi,Polenta Feneri,Rüzgar Gülleri,Corvus,Çamlıbağ ve Talay şarap fabrikaları,Ayazma Manastırı,Rum Mahallesi.
Adada yapabileceğiniz güzel şeylerden bahsedelim.En azından bir fikriniz olur,

Adaya gitmişken mutlaka gün batımını izleyin,şarabınızı da alın ohh mis gibi bide yanınızda sevdiğiniz oldu mu tamamdır:)
Adada üzüm bağları ve şarap üreticiliği de hayli yaygın.Bağları gezin,şarap imalatını merak ediyorsanız bu merakınızı giderebilirsiniz.
Her adada olduğu gibi bisiklete binmek ayrı keyif.Adayı bisikletle mutlaka dolaşın zaten ada fazla büyük değil,bisikletle adayı yarım saatte dolaşabilirsiniz.






15 Nisan 2016 Cuma

Türkiye'nin 2.Büyük Adası Marmara...

Marmara Adası, Marmara Denizi'nin güneybatısında bulunan Marmara Adaları'nın en büyüğü ve Balıkesir'e bağlı olan bir adadır. Gökçeada'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük adası olup İstanbul'a deniz otobüsüyle 2,5 saat, gemiyle 5 saat; Erdek'e ise gemiyle 1 saat 45 dakika uzaklıktadır. Nüfus yazın artar ve birçok otel, hotel, pansiyona ev sahipliği yapmaktadır. Adanın merkezinden başka, köyleri de turizm amaçlı hizmet verir. Marmara Adası'na yaz sezonunda İstanbul'dan her gün 2 ya da 3 deniz otobüsü ve İDO'ya ait gemi tarifeli sefer yapmaktadır, hafta sonları ek seferler de konulmaktadır.


Antik çağlarda ilk yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Yapılan araştırmalarda buraya ilk yerleşen halkın Miletoslular olduğu ortaya çıkarılmıştır. Daha sonrasında ise Roma döneminde Hristiyanların sürgün yeri olmuştur. Osmanlı topraklarına ilk kez 15. yüzyılda girmiştir. Osmanlı toprağı olunca Türkler bu bölgeye yerleştirilmiştir. Özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki halk göç etmiştir Marmara Adası'na.



Türkiye’nin 2.büyük adası olan Marmara Adası’nda Manastır Koyu bulunmaktadır. Bu koy doğal güzellikler açısından turistlerin tercih ettiği bir yerdir. Ayrıca meşhur Çınarlı kusmalıda muhakkak görülmesi gereken doğal güzellikler arasındadır.
Ada halkı; mermercilik, şarapçılık, zeytincilik, balıkçılık ve bağcılıkla uğraşmaktadır. Bunun yanı sıra Topağaç Ovası'nda sebze ve meyve üretimi de yapılmaktadır. Topağaç Ovası turistlerin yoğun ilgi gösterdiği noktaların da başında gelmektedir.
Marmara Adası, turizm açısında önemli bir yer olduğu için, adada birçok konaklama tesisi bulunmaktadır. Marmara Adası'nda birçok plaj bulunmaktadır. Kole Plajı, Çınarlı Plajı, Manastı Plajı, Aba Plajı ve Şifalı Su Plajı adada girebileceğiniz noktalardır. Merkeze en yakın plaj Kole Plajı olup, Aba Plajı ise çakıllarla kaplıdır.


Peki, Marmara Adası’nda ne yapalım diye sorarsanız işte size birkaç alternatifJ
Adaçayı, koruk suyu için, güzel köylerini gezin hem yürüyüşte yapmış olursunuzJ,denizine mutlaka girin, zeytinyağı alın, tuzlu balık yiyin, motorla ada turu yapın ve tabiki şarabından için hatta satın alınJ


14 Nisan 2016 Perşembe

Ne Şirin Bir şeysin Sen Avşa


“Ne şirin bir şeysin sen Avşa“ diye paylaşmıştım sosyal medyada J Adaya ilk ayak bastığımda eşime “bayıldım buraya, her sene mutlaka vakit ayırıp buraya geleceğiz.” Diye de şart koştumJ
Gerçekten çok sempatik, sıcakkanlı bir yer. Havası deseniz apayrı. Hava çok sıcak olmasına rağmen o sıcak sizi boğmuyor terletmiyor. Denizi temiz gayet güzel ama derin. Ada olduğu içi araba da yok herkeste motorlar, bisikletler… Bebeğinizle rahatlıkla gelebilirsiniz. Gördüğümüz kadarıyla da geceleri baya hareketli bir çok mekan var. Biz özellikle kahvaltı, yemek olayını sevmiştikAvşa Adası’nda kahvaltı yapmak hem ucuz hem de çeşiti bol ama en güzeli denize karşı yapmak…
Nerede yemek yerseniz yiyin denizi görüyorsunuz. Yemek yenilecek alanların hepsi kıyıda toplanmış. Ha bide oraya giderseniz mutlaka kavunlu dondurma yiyin J
bu da benim dondurmam:)
Kalacak yere gelince; orada herkes evini aparta pansiyona çevirmiş. Hem seçenek çok hem de baya hesaplı. Ayrıca adanın insanı gerçekten çok içten ve samimi istediğiniz her şeyi rahatlıkla sorabilirsiniz. Kesinlikle her konuda yardımcı olmaya çalışacaklardır.
Yakın çevrelerden oldukça yerli turist geliyor. Feribotların biri geliyor biri gidiyor özellikle gözlemlediğimiz kadarıyla İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale… İstanbul'a yakın ve ulaşımın kolay olması adayı daha da cazip kılıyor. Bostancı ve Yenikapı’dan feribotlarla 3 saatte adaya ulaşabilirsiniz.
İşte kendi çektiğim birkaç fotoğraf...


Şimdi gelelim Avşa hakkında daha detaylı bilgilere…
Avşa Adası, Marmara Deniz'inde, İstanbul'a gemiyle 5, deniz otobüsüyle 3 saat, Erdek'e ise gemiyle 1 saat 45 dakika uzaklıktadır. Balıkesir'in Marmara ilçesine bağlı bir yerleşim yeridir. Avşa adasının diğer adı "Türkeli" adasıdır.
Marmara Denizi’nin güneyinde bir adadır. Marmara Adaları adıyla alınan topluluk içindedir. Yüzölçümü 20.6 km2, toplam kıyı uzunluğu 27.5 km. Erdek İlçesi’nin yer aldığı Kapıdağı Yarımadası’nın batısında bulunan adanın, kuzey-güney yönünde uzunluğu yaklaşık 9 km, doğu-batı yönünde genişliği 6 km’dir.
Önemli bir yükseltisi yoktur. Kıyı boyunca düzlükler ve kumla kaplı plajlar adayı çevreler. Adanın orta bölümünde engebeli düzlükler göze çarpar. Kış aylarında oldukça sakin olan ada, mayıs ayının ortalarından ekim başlarına kadar yoğun bir nüfus baskısı altında kalır.
Avşa Adası temiz ve nem oranı düşük havası ile de meşhurdur. Avşa Adası astım ve bronşit hastaları için bu özelliği ile tedavi imkanı sunmaktadır.
Avşa Adası'nda dilerseniz Çınar ve Altınkum koylarında, dilerseniz aileniz ile birlikte daha sakin olan Tavşanlı plajında denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Manastır Mevkii’nde, denizin 4 metre içinde küpler vardır ve hatta bu küplerin içinde iskeletler bile durmaktadır. Manastır ve civarında Roma ve Bizans dönemine ait birçok kalıntı vardır. Denizden çıkan altın kral taçları ve küpe parçaları da bu eserler arasındadır.

Yani siz gelin Avşa’ya J


13 Nisan 2016 Çarşamba

Ayrı bir cennet Burhaniye


Balıkesir'in güzellikleri saymakla bitmez ama ben elimden geldiği kadarıyla saymaya çalışacağım:)
Burhaniye ve güzelliklerini anlatacağım.



 Burhaniye,Balıkesir ilinin Ege Denizi kıyısında bulunan bir ilçesidir.Ağırlıklı olarak zeytinyağı üretimine yönelik zeytincilik ve iç turizm merkezidir.Kuzeyde Kazdağı,güneyde Madra Dağı arasında kalan Edremit Körfezi bölgede bulunur.
Denizden ortalama yüksekliği 10 metre olan ilçenin Ege Denizi'ne 17 kilometre uzunluğunda kıyı bandı vardır.
Balıkesir-İzmir-Çanakkale yol ayrımı üzerinde bulunması,hem ulaşımı kolaylaştırmakta hem de ilçenin turistik önemini arttırmaktadır.

Biraz da Burhaniye'nin tarihine gidelim...
Burhaniye ve körfez bölgesinin bilinen ilk insan yerleşimi burada başlamış.Bugünkü İskele mahallesinde M.Ö.1443 yılında Mysıa halkı tarafından kurulmuş ve antik çağda Adramyttion'a bağlı olarak varlığını sürdürmüş.Bu antik kent eski döneminde önemli bir hukuk merkeziymiş.Tarihinin önemli dönemlerinde, 15.yüzyıldan 19.yüzyıla kadar "Kemer" ismiyle anılan bu antik kentin adı, 19.yüzyılda Osmanlı Padişahı Abdülhamit tarafından oğlu şehzade Burhanettin'e atfen "Burhaniye"olarak değiştirilmiş.

Sıra geldi Burhaniye'nin Gezilecek Yerlerine..

Adramytteion Antik Kent: Eski Edremit olarak bilinen tarihi kentte bugün,o devirlere ait tarihi kalıntılara pek rastlanmamaktadır.Bunun nedeni, şehrin sık sık istilaya uğrayıp savaşmak zorunda kalması.
Adramytteion günümüzde,Balıkesir İli,Burhaniye İlçesi,Ören Mahallesi içinde,Karataş Tepesi Mevkinde,Ören yerleşmesini oluşturan yazlıklar altında yer almaktadır.


Kaya Sunakları: Edremit Körfezi'nin güneyindeki Madra Dağı'nın eteklerinde,özellikle de Burhaniye ilçesinde yoğun şekilde karşılaşılan Kaya Sunakları,plan bakımından Antik çağın tapım yerlerinden faklıdır.Temel antik dini merkezler ,tapınak yapılarını barındırırken; Kaya Sunaklarının bulunduğu alanlarda ise,en azından bugüne kalacak kadar sağlam dini yapılara önem verilmemiştir.


Şahinler KöyCami:Yaklaşık 150 yıllık olduğu tahmin edilen Şahinler KöyCami; Türk-İslam aleminde,içerisinde eski hat örnekleri olmayan,buna karşın köy mezarlığı,çeşitli doğa ve meyve fresklerinden oluşan süslemeli kubbesiyle çok ayrı özellikte bir camidir.


Ören: Temiz denizi,plajı ve yemyeşil dinlenme tesisleriyle Ören, ilçe merkezinden denize doğru 4 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Şirin bir tatil kasabası özelliğini koruyan Ören, ince kumlu plajları ve sığ denizi yanında bir çok yazar,sanatçının yazlık yerleşimi olarak da tanınmaktadır.Edremit Körfezi'nin kıyısında sürekli esintisi ile yazın en sıcak günlerinde bile bunaltıcı sıcaklardan korunaklı bir tatil yöresi olarak tercih edilmektedir.

Ege Denizi'ne 17 km uzunluğunda kıyısı bulunan Burhaniye'de büyüklü küçüklü bir çok doğal plaj bulunmaktadır.İlçe merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Ören'in 4 ayrı plajı 2005 yılı itibariyle "Mavi Bayrak Ödülü'ne"layık görüldü.

Kafa Dinleme Yeri Meşhur Erdek..


Günaydın arkadaşlar;

Dün Balıkesir ve tatil beldeleri olan  Ayvalık ve Altınoluk'tan bahsetmiştim.Bugün yine Balıkesir'le devam edeceğim.Erdek ve gezilecek yerlerinden bahsedeceğim.Şahsen gitmiş biri olarak, Erdek'in havasını,doğasını çok beğenmiştim.Geç saatte bile yatsanız sabahın köründe uykunuzu almış olarak uyanıyorsunuz.Hatta çok şaşırmıştım buna gece 03:00'te de yatsak 07:00 gibi bütün arkadaşlar dinç bir şekilde kalkıyorduk.Açıkçası Denizini çok beğenmedim çünkü yosunları çok fazla gelmişti bana ama sahili gerçekten çok güzel.Yürüyüş yapmak için gayet geniş,uzun sahil şeridi var.Tatil mevsiminde de baya kalabalık oluyor ama eskiden beri oraya gidenler aslında bu kalabalığın çokça azaldığını Erdek'in eski ihtişamını kaybettiğini söylüyorlar.Söylediklerine göre Erdek ilk tatil beldelerindenmiş. Birçok ünlü burayı tercih edermiş.Esnafları da baya şikayetçi,belediyenin çok iyi çalışmadığını hatta orayı bitirdiğini söylüyorlar. Erdek'te canlı müzik olan çay bahçeleri meşhurmuş ama ben gittiğimde de bizzat gördüm birçoğu kapalıydı.Ama şunu söylemeliyim Gün batımına gerçekten bayılmıştım.Yine de Erdek'e gidip o sahil şeridinde yürüyüp,gün batımını izlemenizi tavsiye ederim :)
Kendi çektiğim bir kaç fotoğrafı sizlerle paylaşıyorum..


Erdek Sahil şeridinde rahatça yürüyebilirsiniz bir yandan da sohbet edersiniz.Sohbetiniz biter Erdek'in sahili bitmez :)Arkadaş grubuyla giderseniz tabi ki daha çok eğlenirsiniz.Kahvaltınızı yapabileceğiniz çok güzel yerler de var.Çalışanların ilgi ve alakaları da güzel.Hele de bebeğiniz varsa rahatça tatil yapabileceğiniz bir yer.                                                                                                                

Biraz da Erdek hakkında genel bilgiler verelim mi?
Erdek,Marmara Deniz'inin güney batısında, Kapıdağ Yarımadası'nın güneybatı kıyısında bulunan,kentleşmiş bir tatil merkezidir.
Erdek'in kurulmuş olduğu alan tamamen alüvyonlu topraklardan oluşmuş olup,yamaçlar dik bir şekilde uzanmakta. Yarımadanın kıyıya yakın olan kesimleri zeytinlik,orta bölümler makilik tepeler ve dağ bölgeleri tamamen ormanlık.

Peki Erdek'te tatil yapıyorsanız nereleri gezip görmelisiniz?

Kyzikos Antik Kenti: Kapıdağ Yarımadası'nın güney kesiminde Düzler mevkinde bulunan bir zamanların görkemli yerleşim yeridir. Thessalia'dan göç ederek buraya gelen Dolionlar tarafından kurulduğu bilinmektedir. Kyzikos Antik Kenti'nin kalıntılarının bir kısmı Düzler Köyü, Aşağıyapıcı Köyü, Bandırma Körfezi ve Marmara Denizi'ni çevrelemektedir.


Çuğra Plajı: Erdek'in en popüler plajıdır. Çuğra plajı,Kapıdağ'ın mükemmel manzarasını arkasına almıştır.Plajın paralelinde palmiye ağaçlarıyla süslenmiş yürüyüş yolu,özellikle akşam, yürüyüş severleri ağırlar.

Paflima Koyu: Erdek-Kapıdağ Yarımadası'nda yer alır. Trekking ve motor sporlarının yapılabileceği güzel yerlerden biridir.Koyun, ince bir kumsalı var ve kumsalı 1,5 km uzunluğunda.
Yani hem tatil,hem heyecan...


Ocaklar: Mavi bayraklı bir plajdır.Erdek'in en hareketli ve en popüler plajıdır.En çokta beğenilen yeridir.Havası ve kumsalı temiz,denizi masmavi...3 km'lik uzun sahili...

 
Paşalimanı Adası:Adada 5 köy bulunmaktadır.Bunlarda Harmanlı ve idari merkez olan Paşalimanı batı tarafında,kuzeyinde Poyrazlı,doğusunda Tuzla ve son olarak güneyinde Balıklı köyleri bulunmaktadır.Toprak ve havasının uygunluğu nedeniyle bağcılığa son derece uygun olan adada şaraplık olarak "ada karası" üzümü yetiştirilmekte ve Avşa Adası ile birlikte burada yetiştirilen üzümler şarap yapımında kullanılmaktadır.  


Bir başka güzellikte görüşmek üzere...

11 Nisan 2016 Pazartesi

Bir başka güzeldir Ayvalık ve Altınoluk...

Merhabalar herkese,

Bugün Ege'mizin bir başka güzelliği olan Balıkesir İlimizi parça parça anlatacağım. Bugün Ayvalık ve Altınoluk’tan başlayalım…
Türkiye'nin batısında yer alan illerimizden birisi olan Balıkesir ili, ülkemizin Marmara Bölgesi’nde yer almaktadır. Balıkesir’in hem Marmara Bölgesinde hem de Ege Bölgesinde toprakları bulunmaktadır. Ayrıca hem Marmara Denizine hem de Ege Denizine kıyısı olan 6 şehrimizden birisidir. Bursa, Kütahya, Manisa, İzmir ve Çanakkale ve Yunanistan'ın Midilli Adası da Balıkesir’in komşularıdır. Yüz ölçümü bakımından da ülkemizin 12. büyük şehridir.
Temiz deniz suyunun kumlu plajlara kavuştuğu, parlak yeşil renkli zeytinliklerle sarılmış koyları, irili ufaklı adaları, dünyada oksijenin en çok bulunduğu Homeros'un destanındaki İda Dağı, insanlara binlerce yıldır şifa dağıtan termal kaynakları ile Balıkesir, ülkede turizmin ilk başladığı yerlerdendir.
Balıkesir, ülkemizin en önemli ve popüler tatil destinasyonlarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Her yıl, özellikle yaz aylarında yüz binlerce tatilciyi ağırlayan Balıkesir'de gezip görebileceğiniz, keyifli bir tatil yapabileceğiniz pek çok güzellik bulunuyor.
Balıkesir’de nereleri gezebiliriz? İşte cevabı…

AYVALIK
 Önemli bir turizm merkezi olan kentte yıl boyu Akdeniz iklimi mevcut. Ege Bölgesi'nde yer alması nedeniyle kış aylarında ılık ve yağışlı, yaz döneminde ise sıcak ve kurak bir havaya sahip. Turizm alanında büyük bir potansiyele sahip olan ilçede başta Şeytan Sofrası olmak üzere çeşitli doğal güzellikler olmakla birlikte, özellikle eski Rum evleri ve yapılarına dayanan kültür turizmi de gelişmiştir. Özellikle Sarımsaklı Plajları ve Alibey Adası'nda ise deniz turizmi gelişmiştir. Ayvalık doğal güzellikler bakımından zengin bir ilçe olmakla birlikte mutfağı ile de ünlüdür. İlçeye özgü en önemli yiyecek sosis, sucuk, kaşar, turşu, mayonez, ketçap gibi malzemelerle hazırlanan Ayvalık Tostu ‘dur.

Ayvalık’ın güzelliklerine de değinmeden olmaz tabi ki..

Sarımsaklı Plajları: Ayvalık'ın Küçükköy beldesinde bulunan Ege Denizi kıyısındaki plajlardır. Ayvalık kent merkezinin 6 km güneyinde bulunan plajlar 12 km uzunluğundadır.


Alibey Adası(Cunda): Ayvalık Adaları grubuna dahil olan ve yerleşime açık olan tek adadır. 1995 yılında inşa edilen bir köprü sayesinde bu adaya karayolu ile geçmek mümkündür. Yazları Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat motor seferleri de yapılmaktadır. Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koylarının güzellikleri seyre değer. Neo - klasik hayranları sessizlik ve doğa ile birlikte olmak isteyenler için en uygun yerdir.


Taşlı Manastır ya da Tımarhane Adası: Çamlık Koyunun tam karşısında kocaman bir kayalık ve bu kayalığın dibinde küçük bir bina gibi görünen bir adadır. Tımarhane Adası mucizeleri nedeniyle bu adı almıştır. Adaya zincirlere bağlı olarak çıkanların, akılları başlarında indikleri söylenmektedir. 


Tavşan Kulakları Tepesi: Şeytan Sofrasının yanı başındaki tepedir. Tepeye çıkıldığında, tavşan kulağı biçiminde, 3 insan boyu yüksekliğinde iki kaya ile karşılaşırsınız. Dipleri toprakta değil, yatay plakamsı bir kayanın üzerinde durmaktadır. Manzarası harikadır.
Şeytan Sofrası: Ayvalık'a hakim büyük kayalık tepelerin üzerinde bulunan, bakıldığında tüm Ayvalık Adaları ve Midilli Adası'nın manzarası gözüken, üzerinde Şeytan'ın ayak izi bulunduğuna inanılan eski bir lav birikintisi.

Ayrıca Ayvalık’ta irili ufaklı bulunan diğer adalar şöyledir…
Ayvalık Adaları içerisinde en büyük ada Cunda Adası'dır. 1966 yılında kara ile bağlantısı yapılan ada artık yarımadadır. Bir diğer tarihi özellikleri olan ada Tımarhane adasıdır. Diğer adaların isimleri şöyledir; Çıplak Ada, Yuvarlak Ada, Kamış Adası, Güneş Adası, Yumurta Adası, Kılavuz Adası, Yelken Adası, Yalnız Ada, Küçük Maden Adası, Maden Adası, Alibey(Cunda) Adası, Hasır Adası, Dolap Adası, Kutu Adası, Balık Adası, Kayabaşı Adası, Çiçek Adası, Kız Adası, Poyraz Adası, Tavuk Adası, Güvercin Adası, Yellice Adası.

Ayvalık’ta Dalış yerleri
Ayvalık, sahip olduğu 23 ada ile dalış meraklılarının yoğunlukla ziyaret ettiği bir yerdir. 60 civarında dalış noktasına sahip olması, dalgıçların uzmanlıklarına göre değişik dalışlar gerçekleştirmesini mümkün kılmaktadır. Mercan reefleri, berrak denizi, zengin yapısı, amphora tarlaları ile ideal bir dalış yeridir. İlk defa bu keyifli sporu yapmak isteyenler için gerekli ekipman ve uzman eğitmenleri de Ayvalık’ta kolayca bulabilirsiniz.
Ayvalık’tan sonra Balıkesir’in diğer güzelliği…

ALTINOLUK
 Altınoluk Beldesi Yunan mitolojisinde İDA diye anılan, bugün ki adıyla Kazdağları'nın güney yamaçları ve Edremit Körfezi'nin kuzeyinde kurulmuş, mavi ile yeşilin birbirine karıştığı ender doğa güzelliklerini sinesinde toplamış şirin bir beldemizdir. Doğusundaki 215 metrelik bir tepenin üzerinde bulunan antik Antandros kentini çıkarma çalışmaları devam etmektedir. Altınoluk Anfi tiyatroda çeşitli kültür ve sanat festivalleri sürdürülmekte ve Ağustos ayı içerisinde Altınoluk Festivali düzenlenmektedir. Altınoluk’ta dağ kısmında çay bahçeleri, sahil kesiminde de konaklama, yeme-içme ve eğlence yerleri yer almaktadır. Günlük tekne turları düzenlenir. 

Altınoluk’ta nereleri gezebiliriz derseniz işte cevabı buradaJ
Sütuven Çağlayanı: Zeytinli-Beyoba üzerinden ulaşılan çağlayan Altınoluk'un görülmeye değer doğal güzelliklerinden sadece biri. Etrafında piknik alanları da bulunan Sütuven, Kızılkeçili Çayı üzerinde yer alıyor. 

Hasanboğuldu: Kızılkeçili Çayı üzerinde bulunan Sütuven Çağlayan’ının biraz ilerisindeki Hasanboğuldu, doğal kayaların havuz haline dönüştüğü güzel bir piknik yeri. Alanda ahşap masa ve oturacak yerler bulunuyor.

Mıhlı Çayı: Balıkesir- Çanakkale il sınırındadır. Altınoluk-Küçükkuyu istikametinde Altınoluk’tan 5 km. ileridedir. Mıhlı Çayı’ndan iç kısımlara doğru gidildiğinde Baş değirmen Mevkii gelir. Baş Değirmen Köprüsü Roma mimarisi ile yapılmış olup, eski zamanlarda Truva’ya giden tek ulaşım yoludur. Bugün ise yöredeki zeytinliklere ve trekking yapanlara yol vermektedir. Bu mevkide ayrıca küçük göletler ve şelaleler bulunmaktadır. 

Zeytinli: Akçay - Edremit Karayolu’ndan 2 kilometre içeride bulunan Zeytinli Beldesi, Kazdağı eteklerinde kurulmuş şirin bir kasaba. Hasanboğuldu ve Sütuven Şelaleleri hemen Zeytinli’nin 1-2 kilometre üstünde ve Beyoba Köyü’nden sonra bu şelalelere ulaşılıyor. Zeytinli ’de eski sistem zeytinyağı elde edilen fabrikaları görebilirsiniz. Zeytinli Çay Bahçesi, Zeytinli Çayı’nın kenarında bulunan piknik yeri, Zeytinli merkezden 500 metre ileride.

Zeytinyağı Fabrikaları: Sızma ve kontinü denilen sistemlerle zeytinin sıkılarak zeytinyağı elde edildiği fabrikalar şehir merkezinde görülebilir. Ayrıca zeytin, zeytinyağı, sabun gibi ihtiyaç maddeleri ticareti yapan bir çok dükkan ve mağazalar görülmeye değer.




Deniz,Doğa ve Tarihin Birleştiği Yer Didim..


Merhaba arkadaşlar,

Yine yeni bir iş günü… Bir çoğumuz hala pazarın etkisinden çıkamadık biliyorum buna bende dahilim J
Ama yaza az kaldı, tatile gitmeyi hayal edin. Bugün içinizi ısıtacak Ege'nin başka bir incisi olan Didim’den bahsedeceğim.


1991 yılında ilçe olan Didim, doğuda Muğla il sınırı ve Akbük Körfezi, batıda ve güneyde Ege Denizi, kuzeyde Bafa Gölü ve Menderes Nehri ile sınırlanmış bir yarımada şeklindedir, yüzölçümü 300 km2 civarındadır.
Didim Ege Bölgesi kıyısında, Büyük Menderes Nehrinin denize döküldüğü yerden başlayarak, güneyde Aydın-Muğla il sınırına (Akbük Körfezi) kadar uzanan bir kıyı bölgesidir. Bölgenin batısında Didim Yerleşimleri ile Altınkum, doğusunda ise Akbük körfezi yer almaktadır.
Denizle doğanın, doğa ile tarihin birleştiği Didim, Aydın’ın turizm alanında iki büyük ilçesinden biridir. Kuzeyi Söke Ovası, Kuzey Doğusu Bafa Gölü, Güneyi, Batısı ve Doğusu Ege Denizi ile çevrili olan Didim bir yarımada görünümündedir.
Her yıl artan nüfusuyla birlikte daha çok turistin ziyaret ettiği bir tatil yeri haline gelmiştir ve her geçen gün daha da gelişmekle birlikte eşsiz plajlarıyla Ege'nin bir incisidir Didim.
Didim, havadaki nem oranının çok az olması ve coğrafi yapısı gereği Astım hastalığına iyi gelen dünyadaki iki bölgeden biridir.90 km sahil şeridine sahiptir. Oldukça sıcak bir iklim kuşağında olmasına rağmen, düşük nem oranı yazın bunaltıcı sıcaklardan şikayet edenler için iyi bir seçenek oluşturmaktadır.
Didim, Akdeniz iklim tipine uygunluk gösteren bir ilçedir. Yaz ayları sıcak ve kurak, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır.
Didim, bulunduğu konum nedeniyle tarihte iz bırakan uygarlıklara tanıklık etmiş ve jeopolitik açıdan önemli bir yerdir. Batı dünyası her ne kadar uygarlıkların Yunan kaynaklı olduğunu söylese de, Anadolu toprakları dışarıdan gelen tüm uygarlıkları kendi kültür potasında eriterek, kendine özgü yeni uygarlıklar yaratmaya devam etmiştir..
İlkçağda, kehanette bulunma ve olayları önceden görme yetisinin, kökeni Hititlere kadar inen bir Anadolu Tanrısı olan Zeus ve Leton’un oğlu güneş, ışık, müzik ve kehanet tanrısı Apollon tarafından insanlara verildiğine inanılırdı. Anadolu'nun birçok yerinde, bu tanrıya adanmış tapınaklar bulunur ve buralardaki rahiplerle rahibeler, tanrıya aracılık ederek, kendilerine danışmaya gelenlere, gelecekten haber verirlerdi.
Efsaneye göre; Tanrı Apollon bir gün, Didim yöresinde çobanlık yapan Brankhos'a rastladı. Ondan çok hoşlandı ve ona biliciliğin (kehanetin) sırlarını öğretti. Çoban Brankhos, bugün Apollon Tapınağı'nın yerinde bulunan defne ormanı ve su kaynağının yanında, Apollon adına ilk tapınağı kurdu.
Zaman içinde Brankhos soyundan gelenler "Brankhidler" olarak anıldılar ve çok uzun süre Apollon Tapınağı'nın yöneticiliğini yaptılar. 

Peki, Didim’de nereleri gezebilirsiniz?
Altınkum Plajı: Denizi sığ ve berrak olan Altınkum Plajı, özellikle çocuklu aileler tarafından tercih edilmektedir. Çabuk derinleşmeyen denizi gelenlere güvenli bir yüzüş imkanı sağlar. İsmini plajını altın gibi parlayan kumundan alan plaj Türkiye’nin sayılı mavi bayraklı plajları arasında yerini almaktadır.

Apollon Tapınağı: Unesco Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne girmek için başvurunun yapıldığı Türkiye’nin önemli bir tarihi yapısı olan Antik Yunan ve Roma Dönemi mirası İyonya eseri Apollon Tapınağı; Didim’in en önemli turistik yeridir.
Dev sütunları ve insanı şaşırtacak derecede iyi düşünülmüş kent yapısı ile Apollon Tapınağı dünyanın antik çağdan kalma en büyük üçüncü tapınağıdır.


Millet Tiyatrosu: Helen –Roma dönemi ürünü görkemli bir eserdir. Roma imparatoru Marcus Avrelius tarafından yaptırılan 150 metre uzunluğundaki tiyatro muhteşem bir akustiğe sahiptir. Tiyatro Helenistik Dönemde 5 bin 300 kişiyi ağırlayacak düzeydeyken bu kapasite Roma 19 bin kişiye çıkarılmıştır.

Millet Müzesi: Didim’e gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir diğer önemi yer alan Millet Müzesi içerisindeki Millet Antik Kenti kazıları sırasında çıkartılan tarihi kalıntıların sergilendiği bir yerdir. Mermerden, keramikten, camdan, maden ürünlerinden yapılan eserlerin, Didyma Antik kalıntılarının, sunakların, kitabelerin, sütun başlıklarının ve değerli mücevherlerin yer aldığı geniş bir koleksiyona sahiptir.

Saplı Ada: Didim’in en önemli yerleşim yeri olan Akbük’ün simgesi sayılan Saplı Ada muhteşem manzarası olan bir yarım adadır. SİT alanı olarak korunan Saplı Ada; M.Ö.1500’lü yıllarda Ege Denizi’nde gerçekleşen volkanik patlama sonucu fışkıran lavların ortaya çıkardığı küllerin birikimi ile oluşmuş bir yerdir. Akbük’ün Saplı Ada’sı koydan 100 metre kadar açıktadır ve buraya suların geçildiği zamanlarda yürüyerek geçilebilmektedir.
Yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdikleri yarım adada hala oluşumunda kalan kül katmanlarının yer alması ise diğer ilginç detaydır. Toprağı azıcık eşeleyince ortaya çıkan kül katmanı, oluşunu kanıtlar şekilde günümüze kadar ulaşmıştır.


Bafa Gölü Tabiat Parkı: Özellikle yeşil severlerin gitmesi gereken bir yerdir. Eski bir koy olan Bafa Gölü’nün alüvyonlar sebebiyle kesilen deniz bağlantısının lagünü meydana getirmesiyle günümüz görüntüsünü alan nehir ve etrafındaki zeytinlikler ile çam ağaçları huzur içerisinde zamanlar geçirmeniz için harika bir yerdir.

Didim Gece Hayatı
Didim’in özellikle Altınkum Plajı yakınlarında gecenizi geçirmek için eğlenceli mekanlar bulunmaktadır. Buradaki beach club, disko ve barlar yaz aylarında oldukça hareketli ve renklidir.
Altınkum gibi Akbük ’de de akşamınızı geçirebilirsiniz. Burası daha az bilinir olmakla birlikte geceleri Altınkum kadar canlı ve hareketlidir.

Ayrıca Didim’de bulunan Aguaparka giderek, hem çocuğunuz hem de siz eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Aquaparkta; 9 adet yüzme havuzu, 23 adet kaydırak, çocuk havuzu, gerçek kum ve gerçek deniz suyundan deniz havuzu, voleybol havuzu, trambolin, restaurant, restaurant içinde çocuk oyuncak grubu, yağmur dansı, köpük dansı ve Türkiye'nin en büyük dalga havuzunu bulunmaktadır.